Allah Nâfidir.(Görüntülü ve Sesli - Yazı Takipli)

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
Nâfi
Allah Nâfidir.

Ayeti kerimede:

Nâfi
"Göklerde olanları , yerde olanları hepsini size musahhar kılmıştır . "(Câsiye, 13)

Tüm hayırlar, iyilikler, güzellikler Allahın olup, Bunları ihsan edip verende Allahtır. Yerde ve gökte hertürlü hayrı insanlar için yaratan odur. Allahu Tealanın sayısız nimetleri ancak yine zatı bilir.

Ayeti kerimede:

Kendisinden isteyebileceğiniz her şeyi size vermiştir. Allah'ın nimetlerini birer birer saymaya kalkışsanız, icmâlen bile diyemezsiniz. Şüphesiz ki insan çok zâlim ve çok nankördür. (İbrahim: 34).

Güneşi ısı ve ışık kaynağı yapan, ayı ve yıldızlarla yeryüzünü aydınlatıp karanlıkta bırakmayan, denizde ve karada herşeyi insanlara hizmet ettiren Allahtır.

Bütün hayırlar O'nun elindedir, kime dilerse O'na hayır ve menfaat verir. Hayır murad ettiği bir kulundan, o hayrı geri çevirecek O'ndan başka kimse yoktur.

Yerleri, gökleri direksiz desteksiz tutuyor. Gündüzün peşinden geceyi, gecenin peşinden de gündüzü çıkıyor. Dilediği zaman semâdan yağmurlar yağdırıyor, arzdan sular fışkırtıyor.



Ayeti kerimede:

Görmez misin ki, Allah bulutları sürüyor. Sonra bir araya getirip üste yığıyor. İşte görüyorsun ki, yağmurluyor. Gökten (gibi bulutlar) dan dolu indirir. Onu dilediğine isabet ettirir, dilediğinden de uzak tutar. Şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır. Allah gece ile gündüzü çevirir. Şüphesiz ki bunda basiret belgeleri için ibret vardır. Allah bütün canlıları sudan yaratmıştır. Onlardan kimi karnı üzerinde sürünür, kimi iki ayak üstünde yürür, kimi dört ayak üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Çünkü Allah ona şeye kâdirdir. Andolsun ki biz açıklayıcı âyetler indirdik. Allah dilediği kimseyi dosdoğru yola iletir. (Nur: 43, 44, 45, 46).

Hayırda, şerde Allahtan olup imtihandır. O ne takdir ederse o tamamlandı.



Ayeti kerimede:

Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah'ındır. Dönüş de ancak Allah'adır. (Nur: 42).

Dilediğine dilediği kadar verir. Mülk onun, rızık onun, herşey onundur. Vermesi, alması, vermemesi hep hikmet ve hak üzeredir. Allah zerre haksızlık etmez, zere zülüm etmez.

Emrindede, hükmündede galiptir.

Allahın yarattığı yararlı şeyler sayılamayacak kadar çoktur.

Ayeti kerimelerde:

Rüzgârları (yağmurun yağacağına, aşılamanın yapılacağına) müjdeciler olarak göndermesi O'nun delillerindendir. Tâ ki size rahmetinden tattırsın, gemiler O'nun emriyle yüzsün ve siz O'nun lütfundan (nasibinizi) arayasınız. Um ki ki şükredersiniz. (Rum: 46).

Görmez misin ki, Allah gökten su indirdi. Biz o su ile çeşit çeşit çeşit meyveler çıkardık. Dağlardan (değişen) beyaz, kırmızı, çeşit çeşit renklerde ve simsiyah yollar yaptık. İnsanlardan, hayvanlardan ve davarlardan da yine böyle türlü renkli olanlar vardır. Allah'tan kulları içinde en çok korkanlar âlimlerdir. Şüphesiz ki Allah Azîz'dir, çok bağışlayıcıdır. (Fatır: 27, 28).

Biz yeryüzünde nice nice hurma bahçeleri ve üzüm bağları yarattık, pratik pınarlar fışkırttık. (Yasin: 34).

Yeryüzünde haşmetli çoğunluk getirdik. Size tatlı sular içirdik. (Mürselat: 27).

Sonra bulutu üzerlerine gölge yaptık. (Araf: 160).

Rabbiniz O'dur ki, lütfundan (nasip) görevız için gemileri denizde sizin için yüzdürüyor. Çünkü O, beden çok merhametlidir. (İsra: 66).



Gökleri ve yeri yaratan, gökten suyu indirip rızık olarak size türlü meyveler çıkaran Allah'tır. O'nun izniyle denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi, nehirleri de size musahhar kıldı. (İbrahim: 32).

Geceyi gündüzü, güneşi ve ay'ı sizin hizmetinize verip musahhar kıldı. Yıldızlar da O'nun buyruğuna boyun eğmiştir. Elbette sizinle onun elinde aklını kullananlar için âyetler (ibretler) vardır. (Nahl: 12).

Biz kurbanlık develeri sizin için Allah'ın nişanlarından kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Ön ayakları bağlı olduğu halde keserken Allah'ın adını anın. Yanları üstüne düştüklerinde ise onlardan yiyin. Kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Şükredersiniz diye onları böylece sizin emrinize musahhar kıldık. Boğazlanan kurbanlık hayvanların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşmaz. Allah'a ulaşacak olan sizin takvânızdır. Sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı tekbir edesiniz diye, O Bunların boyutu musahhar kıldı. İhsan edenleri müjdele! (Hac: 36, 37).



Görmediniz mi? Göklerde ve yerdeki her şeyi Allah boyutu musahhar kılmıştır. Zâhir ve bâtın (açık ve gizli) her türlü nimetlerini bol vermiştir. İnsanlar ne bilgisi, ne rehberi ne de aydınlatıcı bir kitabı yokken Allah hakkında tartışan kimseler vardır. (Lokman: 20).

Gölgelendiğimiz gölgede, yediğimiz yemeklerde, içtiğimiz sularda, yattığımız, oturduğumuz koltuk, işittiğimiz, düşündüğümüz, bildiğimiz herşeyde Rabbimizin nimetleri vardır.

Çeşit çeşit bitkiler çıkaran, tür çatlatıp ağaçlardan sıcak meyve ve sebzeler çıkaran, sıcak ve soğuk rızıklar veren Allahtır. Allahın nimetleri sayılamamaktadır.

Şu bedenimizi dahi güzel özelliklerle donatan, ihtiyacımız olan herşeyi ihsan eden, bizi rızıklandıran, koruyan, besleyen, müşterilerimizi gideren, dualarımızı kabul eden, her işimizde yardım eden Allah Celle ve Celalühüdür.

Ayeti kerimede:

Rabbin bal arısına: “Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva edin!” diye vahyetti.

“Sonra her çeşit ürünlerden siz. Sonra da Rabbinin işlemen için gösterdiği yollardan yürü! ” Karınlarından insanlara şifa olan çeşitli renklerde bir şerbet çıkar. İyice düşünen bir topluluk için bunda ibret vardır. (
Nahl: 68, 69).

Küçücük bir arıdan böyle bir hayır çıkaran Allah herşeye kadirdir. Ol der oda olur.

Ayeti kerimede:

Vazifelerini sürekli olarak yerine getiren güneşi ve ay'ı boy musahhar kıldı. O, geceyi ve gündüzü de beden musahhar kıldı. (İbrahim: 33).

Ama hiçbir şekilde anlaşılır. Aç kalınca tokluğun, soğuk olduğunda sıcağın, sıcak soğuyun, göremeyince gözün, duyamayınca kulağın, yürüyemeyince ayağın, tutamayınca elin kıymeti anlaşılır. Kabirde ise bizi yoktan var edip, her türlü nimetleri bizlere ihsan ettiği nimetler çok iyi anlaşılır. Ama iş işten geçer. Zamanın kıymeti bilinememektedir.

Hayra ve iyiliklere yönelmeliyiz.

Ayeti kerimede:

İman edip de sâlih amel işleyenlere gelince, biz elbette güzel amel işleyenlerin mükâfatını boşa çıkarmayız. (Keyf: 30).

Dünyada bunca hayrı yaratan Alemlerin Rabbi olan Allah, inanan kulları için sonsuz cennetlerini hazırlamıştır. Gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, akıl ve kalplerden geçmeyen nimetlerdir ve sonsuzdur. Bitmez, tükenmez tat ve zevklerin sonu gelmez.

Ayeti kerimede:

Fakat iman edip sâlih ameller işleyenler için bitmez tükenmez bir mükâfat vardır. (Teneke: 6).

İşte onlar gerçek müminlerin tâ kendisidir. Onlar için Rableri katında nice dereceler, bağışlanma ve tükenmez bir rızık vardır. (Enfal: 4).

Muhakkak ki Allah iman edip sâlih ameller işleyen kimseleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. Şüphesiz ki Allah dilediğini yapar. (Hac: 14).

Rableri onların kendi katından bir rahmet ve hoşnutluk ile içinde tükenmez nimetler bulunan cennetlerle müjdeler. (Tevbe: 21).

Mutlu kılınanlara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar orada ebedî kalacaklardır. Bu, bitmez tükenmez bir lütuftur. (Hud: 108).



Sizin yanınızda tükenir, Allah katında olanlar ise bâkidir, tükenmez. Sabredenlerin karşılığını, yaptıklarının en güzel vereceğiz. (Nahl: 96).

Değersiz dünya hayatına karşılık ahireti geri bırakmak akıllıcamıdır. Allahu Teala bizleri razı haz hayırlı amelleri işletsin inşaAllah.
 
Üst