Her şeyin çaresi; sabır ve dua

zeyd

KF Ailesinden
Özel Üye
abdullahaymaz.jpg


Her şeyin çaresi; sabır ve dua




Moldova'da öğretmenlik yapan Barış Bey, hatıralarında sabır ve duanın önemini şöyle anlatıyor: "Yazın bir grup öğrenciyle Türkiye'ye geziye geldik. Dokuz tane 10. sınıf öğrencisi var, başlarında da tek başına ben vardım. Çocuklarla geziyoruz.

Haliyle çocuklar yaramazlık yapıyorlar. Dua ediyorum 'Allah'ım bu çocuklar burada bizim misafirlerimiz, bana sabır ver' diye. Sonunda çok sevdiğim bir öğrenciye çok fena kızdım ve konuştum. Sonra da çok üzüldüm. Sultanahmet Camii'ni çocuklara gezdirirken bir kenara çekildim. İki rekat namaz kıldım, tövbe ettim ve: 'Allah'ım ne olur bir fırsat ver de şu çocuğun gönlünü alayım.' diye dua ettim. Sultan Ahmet'ten çıkıp, Gedikpaşa'dan Beyazıt'a gidiyorduk, kızdığım öğrenci benden spor ayakkabısı istiyordu. 'Gel dedim, ayakkabını alalım.' Bir ayakkabıcıya girdik. Satıcı bizim öğrencinin yabancı olduğunu anlayınca bana, nereden geldiğimizi sordu. Ben de Moldova'daki Türk lisesinden geldiğimizi söyledim. Kendisi bizim sponsorlarımızdanmış. Dükkânda birisi daha varmış, o da bizimle konuştu. Biz para vermeye gittik. Ayakkabıcı, 'Ben parayı almam, bu benim delikanlıya hediyem olsun.' dedi. Diğer kimse, 'Ben vereyim parasını.' dedi. Satıcı ikimizden de parayı almadı. Çocuk bu manzara karşısında çok sevindi. Ben de Rabb'ime duamı kabul ettiği için şükrettim."

"26 Mayıs 2007'de yine bir grup öğrenci ile Türkiye gezisine geldik. Farklılık olsun diye öğrencileri Sakarya Kuzuluk İhlas Termal Tesisleri'ne götürdüm. Öğrencilere bir daire kiraladık, markete gittik, akşam yemeği için alışveriş yaptık. Yemeği bir öğrenci ile ben hazırladım. Menemen yapmıştık. İki öğrenci de yemeği balkona, masaya taşıdılar. Yemekten sonra öğrencilerimle masayı topladık. 'Haydi sizi dondurma yemeye götüreyim' diyerek onları dışarı çıkardım. Dondurmayı aldık bir yere oturduk. Yerken iki tane kadın geldi bana 'Siz kardeş misiniz?' dedi. Ben de 'Hayır ben öğretmenim, bunlar da Moldova'da Türk okulunda okuyan öğrencilerimiz' dedim. Kadınlar çok şaşırdılar. 'Neden şaşırdınız?' diye sordum. Onlar da 'Siz yemek hazırlarken, yerken ve masayı da toplarken, şu çocuklar ne kadar düzenli, terbiyeli... Herhalde bunlar dört kardeş, dedik.' diye konuştular..."

"Moldova'daki insanlar için en önemli şey doğum günlerinin kutlanması... Daha da önemlisi yaş pasta (tort) kesmektir. Okulumuzdaki öğrenciler genelde yurtta yatılı kaldıkları için, arkadaşlar onların doğum günlerinde maklube geleneği başlattılar. Bizim öğrenciler arasında doğum gününde maklube (yemeği) çevirmek gelenek olmuştu. Biz de öğrencilerimizin doğum gününde etler bizden, diğer malzemeler doğum günü kutlanacak öğrenciden olmak üzere maklube yapıyorduk. Bunu duyan velilerimiz 'Biz de maklube isteriz' dediler. Biz de bir öğrencimizin evinde onların mutfağında ve velilerimize maklube yaptık. Hem de maklube yemeğini bizzat velilerimizin çocuğu yaptı."

"Öğrenci toplamak için çevre illeri ziyaretlere gidiyorduk. Çimişli diye bir şehre gitmiştik. Oradaki bir okulda sınıfları geziyorduk. Bir sınıftan çıktık. Koridor gayet hoştu. Sınıf gezilerine bir tane belletmen arkadaşımla gelmiştim. İsmi Ali Karataş'tı. Koridorun o hoş ışığında bir tane çocuk 'Ali abi!..' diye bağırdı. Koridor 'Ali abi' sesi ile yankılanıyordu. 'Ali ne oluyor?' dedim. 'Abi o çocuğu okuldan göndermek zorunda kalmıştık. Ama buna rağmen baksana çocuğun sevgisi hâlâ devam ediyor.' dedi."

"Yine öğrencileri okulumuza davet etmek için devlet okullarında geziyorduk. Bir sınıfta öğrencinin birisi bize 'Hoş geldiniz, nasılsınız?' diyerek bizimle Türkçe konuşuyordu. Biz 'Sen nereden Türkçeyi öğrendin?' diye sorduk. Meğer çocuğun büyük kardeşi bizim okulda okuyormuş. Çocuk bizim dikkatimizi çekebilmek için bir hafta ağabeyinden Türkçe dersi almış."

Evet, yaşanan bu güzellikler inşaallah bir gün yediverenler gibi dünyanın her tarafında meyve verecekler.
29 Aralık 2008, Pazartesi
 

Mu@YMe

Vip Üye
Özel Üye
yaşanan bu güzellikler inşaallah bir gün yediverenler gibi dünyanın her tarafında meyve verecekler.

emeğinize sağlık hocam ALLAHU TEALA razı olsun
 
Üst