Kutlu Doğum Haftası için İlahi Sözleri

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Kutlu Doğum Haftası için İlahi Sözleri kutlu doğumda söylenen ilahiler.

Kutlu doğumun yaklaştığı şu günlerde peygamber efendimize yazılmış olan ilahiler aşağıya eklenmiştir. Bu mübarek haftayı en güzel şekilde değerlendirenlerden olmak duasıyla...

Canım kurban olsun senin yoluna

Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed,
Şefâat eyle bu kemter kuluna,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Mü'min olanların çoktur cefâsı,
Ahirette olur zev-u sefâsı,
On sekiz bin âlemin Mustafâ'sı,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Yedi kat gökleri seyrân eyleyen,
Kûrsûn üstünde ceylân eyleyen.
Mi'râcında ümmetini dileyen,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed

Aşık Yunus neyler iki cihanı sensiz,
Sen Hak Peygambersin şeksiz, gümansız
Sana uymayanlar gider imansız,
Adı güzel, kendi güzel Muhammed
BİR GECE MEHMET AKİF ERSOY

sen doğdun nurlandı bütün kainat
seninle yaşanır en güzel hayat
sendedir şefaat sendedir vuslat
iyiki doğdun sen ey yüce resul


amine annendi baban abdullah
seni öz nurundan yarattı allah
alemlere rahmet ya rasulallah
iyiki doğdun sen ey yüce resul

aylardan nisandır seni anlatır
kutlu bir doğumdur hep aydınlatır
hasretin gönlüme hüzün damlatır
iyiki doğdun sen ey yüce resul

seninle yeşerdi çölde çiçekler
kabul oldu o an bütün dilekler
o gece sevindi gökte melekler
iyiki doğdun sen ey yüce resul


Mehmet Emin Ay - O Gece Sendin Gelen Ya Hazreti Muhammed

Arş'ın kubbelerine, adı nurla yazılan,
İsmi; semada ''Ahmed'', yerde ''Muhammed'' olan,
Yedi katlı göklerde, Hak Cemâli'ni bulan,
Evvel-Âhir yolcusu, Ya Hazreti Muhammed.

Sağnak nur yağmurları, inerken yedi kattan,
O gece, Sendin gelen, ezel kadar uzaktan,
Melekler, her zerreye, müjde verirken Hakk'tan;
O gece, Sendin gelen, Ya Hazreti Muhammed.

Güneşler, o gecenin, nuruna secd ederken,
Yıldızlar, meşk içinde, kainat vecd ederken,
Bütün hamd ü senâlar, Yüce Rabb'e giderken,
O gece sendin gelen, Ya Hazreti Muhammed.

Kabe'de şirk taşları, putlar yere dönerken,
Cehâlet bayrakları, birer birer inerken,
Bin yıllık, küfr ateşi, ebediyyen sönerken,
O gece, Sendin gelen, Ya Hazreti Muhammed.

O gece, Save Gölü, mucizeyle kururken,
Kisra Saraylarında, sütunlar savrulurken,
Arz'dan Arş'a , Alemler, rahmetini bulurken,
O gece, Sendin gelen, Ya Hazreti Muhammed.

Sen ki; doğum kundağı, ak bulutla örülen,
Doğar doğmaz, Allah'a secde emri verilen,
Alnında, alemlere rahmet tacı görülen,
Kainat Efendisi, Ya Hazreti Muhammed.

Sen ki; asaletine, ezelden hükmedilen,
Tertemiz rahimlerle, lekesiz soydan gelen,
Beşeri şüpheleri, Kur'an ilmiyle silen,
Seçilen sevgilisin, Ya Hazreti Muhammed.

Sen ki; büyük yargıda, şefaat müjdecisi,
Bunca âciz beşerin, Mahşer günü bekçisi,
Sen ki; Kur'an şâhidi, Allah'ın son elçisi,
Kurtuluş habercisi, Ya Hazreti Muhammed.

Sen ki; Adem neslini, uçurumdan döndüren,
Zulüm sancılarını, şefkatiyle dindiren,
İnkar yangınlarını, irfanıyla söndüren,
Âlimlerin sultanı, Ya Hazreti Muhammed.

Sen ki; güzel huyların, ahlakın meş'alesi,
Sabır doruklarında, beşerin en yücesi,
Senin Cennet mekanın, fakirlerin hanesi,
Gönüller hazinesi, Yâ Hazreti Muhammed.

Câhiliye devrini, kapatan, ulu Sultan,
Şefaatin, Allah'a yalvaran kolu Sultan,
Rabb'imin, en sevgili, en yakın kulu Sultan,
Melekler Sana hayran, Ya Hazreti Muhammed.

Sana şahid, sonsuzlar, ezelden beri her an,
Sana şâhid, ayetler, her zerre ve her mekan,
Senden uzak kalmaya, nasıl dayanır ki can?
Sen, her canda Cânânsın, Yâ Hazreti Muhammed.

Mîraç gecesi, bir bir, açılıyorken gökler,
Seni selamlıyorken, her katta peygamberler,
Öyle bir an geldi ki; durdu bütün melekler,
Hakk' a yalnız yürüdün, Ya Hazreti Muhammed.

Gönül gözü görmeyen, can gözünü neylesin,
Dünya'da dönmeyen dil, mahşerde ne söylesin,
Allah, bütün beşeri, ümmetinden eylesin,
Sancağının altında, Ya Hazreti Muhammed.

Hakk ile, kul vuslatı, o ilahi düğünde,
Hiç kimseden kimseye, fayda olmayan günde,
Hasatları, has tartan, o terazi önünde,
Noksanları bağışlat, Ya Hazreti Muhammed.

Bu iman meş'alesi, hiç sönmeden yanacak,
Ümmetin, Seni her an, mahşere dek anacak,
Gönül tortularımız, nur'unla paklanacak,
Andımıza şahid ol, Ya Hazreti Muhammed.

Biliriz ki; hükmü yok, bu dünya nimetinin,
Gönüldür sermayesi, âhiret servetinin,
Sana, Salat ve Selam, gönderen ümmetinin,
Cennetler şâhidi ol, Ya Hazreti Muhammed

Cengiz Numanoğlu

-----------------------------------------

İyiki Doğdun Sen Ey Yüce Resul

Amine annendi baban Abdullah
Seni öz nurundan yarattı Allah
Alemlere rahmet Ya Rasulallah
iyiki doğdun sen Ey Yüce Resul

Aylardan nisandır seni anlatır
Kutlu bir doğumdur hep aydınlatır
Hasretin gönlüme hüzün damlatır
İyiki doğdun sen Ey Yüce Resul

Seninle yeşerdi çölde çiçekler
Kabul oldu o an bütün dilekler
O gece sevindi gökte melekler
İyiki doğdun sen Ey Yüce Resul

Abdurrahman Önül
 
Son düzenleme:

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Sen yoktun...
Hz Âdem’deydi nurun.
Önce cenneti, sonra yeryüzünü şereflendirdin.
Âdem nuruna affedildi,
Arafat bu affa şâhitti..

Sen yoktun..
Nuh’un gemisindeydi Nurun...
Dalgalar yeryüzünü boğarken,
Taprağın bağrındaki su,
Gökyüzüyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
Tûfan, nurunu selamladı edeple...


Sen yoktun...
Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
“Rabbimiz” dedi,
“Onlara kendi içlerinden
Senin ayetlerini okuyacak
Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elçi gönder,
Amin dedi on sekiz bin âlem
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
Amin dedi İsmail.
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

Sen yoktun...
Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..
Çünkü bu âlemin reisi geliyor...
Bekleyin Ahmed geliyor.
Kainata rahmet geliyor.
Havarilerin yüzünü okşayan,
Ölüleri dirilten bir nefes oldun
Ama sen yoktun...

Sen yoktun Sultânım,
Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
Başı eğik gezerdi mazlum
Huteyle göklerden seni sorardı
Varaka seni arardı semada
Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
Ağlayarak süslediler ölüme...
Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
Sen yokken,
Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.
Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...
En son çocuk atılırken çukura
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
Melekler süslüyordu hirâyı.
Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
Efendisine hazırlanıyordu mekke.
Âlem Efendisine hazırlanıyordu
Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
Toprak yalvarıyordu rabbine,
Allahım gönder artık diyordu.
Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada

Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Önünde cebrail!
Ardında yalın kılıç melekler!
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
Herşey sus pus olmuştu.
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu.
Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
Muhammed!
Melekler öptü o nurdan ellerini.
Muhammed!
Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız

Artık sen vardın
Susuz topraklara rahmet indi seninle
Annenden sonra anne halime sevindi seninle
Yağmura mı ihtiyaç var?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah.
Sonra tut ağacın yaprağını,
Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
Yeterki sen iste,
Sen iste yarasulallah
Deki ben kimim?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulullah desin.

Sen vardın
Bedir kârdı,
Uhut dardı
Hendek yârdı.
Yiğitlerin vardı.
Ölmek için yarışan yiğitler...

Hele bir enesin vardı senin.
Enes bin malik...
Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
Onlar da
“Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
Enes kükremiş:
“ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
Hem de ne şehit ey nebi!
Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...

Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
Uhut’ta sancağını taşıyan.
Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

Ebu hureyren vardı...
Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
Sen anlardın,
Ya Ebâhir gel! Derdin.

Ve sen gittin...
Bir gidişle gittin
Ardında hüznün kaldı.
Hasretin kaldı göklerde.
Bilal ezan okuyamaz oldu
Ne zaman teşebbüs etse
Muhammed rasulullah demeye
Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.

Sonra günler ay,
Aylar yıl oldu.
Ve asırlar oldu
Sensizliğe açtık gözlerimizi.
Ama sen bırakmazsın bizi.
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile ölmezken
Sana nasıl yok deriz.
Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
Ne anam var ne babam...
Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.

Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
Bırakma bizi!
Hayatı seninle öğretti Rahman.
Kulluğu seninle tanıdık.
Duayı senden öğrendik sevgili!
Hz Ömer umre için senden izin isteyince,
“Kardeşcik” dedin ona,
Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
Bizler Ömer değiliz ama
Bütün dualarımız senin için

Ey Rabbimiz!
Rasulünü anışımızdan haberdar et!
O’na binler salat, binler selam!
Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
O’na vesileyi lutfet.
O’nu refik-i Âlâya yükselt
Bizi de affet
O’nun hatrına affet
Zatının hatrına Affet.

Dursun Ali Erzincanlı
 

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Muhammed’i çok özledim şiiri

Muhammed’i çok özledim
Ciğerlerim pare, pare
Şol canımdan çok istedim
Yollar, götür beni yâre

Günüm gecem selâvattır
Ne huzurdur, ne rahattır
İstediğim şefâattır.
Yâr Muhammed, cana çare.

Irmak olsam, yâre aksam
Ravzasına, nasıl baksam
Şol gönlümü, bile yaksam
Kapanmıyor, canda yare.

Ümmetinim, şerefim çok
Gelmelere dermanım yok
Bir hasret ki, saplandı ok
Sırat üzre, düştüm nare.

Derdim elbet, Kabe ve Hac
Muhammed’e aşkım ilaç
Hasretinden düştüm bîlaç
Çöllerdeyim, hem avare.

Hak aşkına ömür versem
Muhammed’i bir kez görsem
Eşiğinde bile ölsem,
Yalvar, yakar, ben bîçare.

Aşk var ise, Sen sebebi
Habibullah, en son nebi
Selindeyim, coştu debi
Şefâat kıl, sitemkâre.

İnsanlığın son kurtarıcısı efendimizin doğum günü anısına’

Senin için yaratıldı bu kâinat,
Selâm verdi; melekler, semâvat,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Dökülüyor dudaklarımızdan salâvat…

Hep ümmetine rehberlik ettin,
Yüce Allah’ın yoluna sevk ettin
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Kalbimizi, ruhumuzu sen serinlettin…

Cennet ile müjdeledin müminleri
Ateş ile korkuttun münkirleri,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Seni arzular hakikat erleri…

Mübarek dilinden okudun Yüce Kur’ân’ı,
Aydınlattın; ufukları, bütün cihanı,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Senin yoluna verelim bu canı…
 
Üst