Taşlar Ufak Olsun ki İncitmesin

  • Konuyu başlatan Ze'Mahşer
  • Başlangıç tarihi
Z

Ze'Mahşer

Ziyaretçi
Taşlar Ufak Olsun ki İncitmesin


Gazze, Cebaliye, Cenin, Kudüs
şehirlerde su gibi akıyor canlar
sokaklarında kan ve gözyaşı
bayrak olup dalgalanıyor her Filistinli
bu bir aşktır, biz aşk'a aşığız…

ölüm denen sevda kuşatıyor
ölüm dedik, hani o soğuk ezgi
birkaç dakikalığına ölelim
sonra "ölüm"ü anlayalım
nedir bu ürküten çığlık
her şeyden alıp koparan

bize "cihad" diyorlar
cennet'ten bahsediyorlar baba
bahçesinde ki akan ırmaklardan
güllerden, lalelerden ve hurilerden
sahi baba! Huri ne demek?
ben görmedim cennet'in bahçelerini
bu dünyanın güzelliklerin tatmadım henüz
ne bilirim öte tarafı…
şimdi anı durdurmalı
bahçede ki oyuncakları
biraz daha büyümeliyim
ellerimde taşların yerine
ülkemin çiçekleri olmalı baba

büyümeliyim baba, en az senin kadar
bana ölüm'ü anlatıyorlar, yok olmayı
sizden ve her şeyden ayrılmaya alıştırıyorlar
bir madalyaymış diyorlar,
ülken ve halkın için takmalısın diyorlar
bana ölümü sevdiriyorlar baba, ölümü
daha da kötüsü öldürmeyi öğretiyorlar.

Ramadi, El-Halil Eriha
Beytul-Lahim babamın vatanı
ceddimden kalan kutsal ülkem
benim hürriyetim, bayrağım…
annem saçlarımı okşarken söylerdi hep
Arap çocukları cesur doğarmış,
tasalanma aksa!ölmek var çiğnetmek yok.
cesur doğanlar neden ölüyor baba?
cesur olmanın adı ölmek midir?

Annem anlatırdı hep
bizler; acıyla evlendik
ve acıdan ölüleri doğurduk…
gözyaşımızı içimize akıttık
çocuklarımız sokakları mektebe çevirdiler
gençlerimiz gerdeğe girmeden toprağa girdiler
biz ağıt yakmayı unuttuk
sabır meşalesi yaktık yüreğimizde

uzakta 'kardeşlerimiz' varmış
bizi unutan kardeşlerimiz…
bizden çok mu 'uzak'lar?
onlar Arap değillermiş, öyle mi?
yani bizden olmayan kardeşlerimiz…
onun için mi çocukları bizim gibi taş taşımıyor?
onlara da babaları ölümden bahsediyor mu?
Anneler çocuklarının başını okşayarak
ölüme gönderirken, son kez sarıp öpüyorlar mı?
onlar da ölüm elbiseleri giydiriyorlar mı çocuklara?
ezgiler ve dualarla sokaklara göndermiyorlar mı?
hayır baba! Sanmıyorum…
onlar yaşamayı öğreniyor baba, bizler ise ölümü…
uzak olan kardeşlerimiz
bir gün bizi hatırlayacaklar mı?
öyle dudak bükme baba, şaka yapıyorum işte
lafı uzattım baba!
şu taşları da kır, biraz daha ufak olsun
avucuma sığabilsin ki atabileyim
fazla yorma kendini, yorma ki ağrıların çoğalmasın
şeeyy Baba…bugün Siyonistlerle çatışmadık
bugün onlar yoktu sokaklarda,,,
her zaman onların durduğu yerde
şimdi bizim 'ağabeylerimiz' duruyor…
ellerinde ölüm kusan silahlarla, adına el-fetih deniliyor
el-fetih mi, yoksa el-fesat mı?
söyler misin baba; bunlar niçin bizi vuruyorlar?
adları mahmud, adları zübeyr…
baba biraz daha ufak kır taşları
çünkü bu taşlar Siyonistlere değil
Arap gençlerine atılacak, kanatmasın baba
Taşlar ufak olsun ki incitmesin…
bir andımız vardır baba
sizden devraldığımız bayrak
semalarımızda ebediyen dalgalanacak
birileri mabetlerinde korkakça, alçakça yaşasa da
yangın yeri olan bu vatanıma bahar gelecek
ve kirazlar elbette çiçek açacak …


Güzel bir gün yüzü görmeyen anneler; evlatlarını bir bir sokaklara gönderiyorlar, ellerine taş ve sapanlarıyla, ardından gözyaşı ve ağıtlar sıralayarak. Duaların zırhına bürünen minik bedenler kurşungeçirmez dev tankların karşısında siper ediyor gövdelerini, bir kurşun, bir şarapnel kıskacında… anneler çocuklarını düğüne gönderiyorlar, bu düğün başka düğün ne damat'ın kim olduğu belli nede gelinin… çocuklar taş taşıyorlar köşe başlarına konuşlanmış ağabeylerine ve tankları geri püskürtülüyor, birkaç şehit kollarda taşınırken katillerin moralini bozan " bu yolda yenilgi yok, her açıdan galibiz, zafer bizim olacak" sloganları, destanlaşan marşları. bu inanç, bu duruş Siyonistleri ürkütedursun; birilerinin çabasıyla fitne tohumları ekiliyor saf saf duran muvahidlerin arasına, kardeş kanı 'helal kılınıyor' artık Filistin sokaklarına çocuk, yaşlı ve kadınları avlayan keskin nişancıların girmesine gerek kalmıyor. yaşanan kardeş kavgasına eş ve çocuklarını kurban veren kadınlar çaresizlik içinde evlerinin camlarından olup bitenleri izliyor. "Biz çocuklarımızı direniş için verdik; halka karşı savaşsınlar diye değil" bu feryadı hangi vicdan sahibi duyabilecek? Her fırsatta İsrail ile el sıkışan işbirlikçi yöneticiler mi? Yoksa kendi halkına kurşun sıkan El- Fesat mı? Bir anne arşı inleten avazıyla haykırıyor "İşgal kuvvetlerinin saldırılarına karşı kendimizi kalkan yapmıştık. Şimdi sizi sizden korumak için geldik"… Rabbim! Diyor bir başka anne; Rabbim! Bizi içimizdeki hainlerle baş başa bırakma ve onlara fırsat verme. Rabbim! Bu acı çok ağır, bizi sabredenlerden eyle…



Aydın Altay
 

RuGaYYe

Tecrübeli
Allah arzı oLsun hep söyLüyorum sawaş bir an önce son buLsun Rabbim onLara yardım etsin:agla::agla:
 
Üst